“`html
Türkiye’nin ekonomi yapısı, uzun yıllardır faiz, döviz ve enflasyon döngüsünün baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Özellikle paradan para kazanma peşinde koşan rantiye grupları, döviz kurları üzerindeki spekülasyonlarla önemli avantajlar elde ediyor. “Faizler düşerse döviz kurları yükselir” argümanını savunan bu gruplar, faiz oranlarının yüksek kalmasını sağlayarak kazançlarına kazanç eklemeye devam ediyorlar. Bu rant sarmalını kırmanın yolu, spekülatörlerin döviz ticaretine ilişkin faaliyetlerini denetlemekten geçiyor. Bu nedenle, aşırı döviz alım satım faaliyetlerinin ticari kazanç sayılarak vergilendirilmesi gerekiyor.
Büyük miktarda döviz alım-satım yapan bireylerden kazançlarının %15 ile %40 arasında değişen oranlarla vergilendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu düzenlemenin uygulanması durumunda vergi adaletinin sağlanacağı ve döviz piyasasındaki spekülatif baskıların ciddi anlamda azalacağı tahmin ediliyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın en öncelikli görevi, Türk Lirası’nın değerini korumaktır. Ancak Merkez Bankası’nın, vatandaşların alım gücünü artırmasına yönelik çabaları, spekülatörlerin döviz kurlarını yükseltmek için gerçekleştirdiği çeşitli manipülasyonlar karşısında yetersiz kalıyor.
Döviz işlemlerinden elde edilen kazançları “ticari kazanç” olarak %25 üzerinden vergilendirilen şirketler, sürekli büyük al-sat yapan bireylere karşı adaletsizlik yaşıyor. Vatandaşların yaptığı her türlü alışverişten vergi kesilirken, döviz ticareti yapan bireylerin kazançlarından vergi alınmaması ciddi bir istismar alanı oluşturuyor.
Döviz kurlarını yönlendirmek isteyen spekülatörler, yüksek faiz oranlarını korumak için piyasayı manipüle etmekte. Döviz kurundaki artış, maliyetleri yükselterek enflasyonu tetikleyerek ekonomik istikrarı bozmakta, ayrıca vatandaşların hükümete olan güvenini de zayıflatmaktadır.
Bireysel düzeyde yapılan büyük ölçekli döviz alım-satım işlemleri spekülasyon yaratmakta, kur dalgalanmalarını arttırmakta ve enflasyonist baskıları derinleştirmektedir. Kur fırsatçıları, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde döviz üzerinden büyük kazanç elde etmekte. Bunun önüne geçebilmek için, bu tür alım-satım işlemlerinin ticari kazanç olarak değerlendirilip vergilendirilmesi gerekli.
Bireysel olarak yüksek miktarda döviz alım-satım faaliyetinde bulunanlardan vergi alınması, kayıt dışı ekonominin önlenmesi açısından büyük bir önem taşıyor. Vergi sisteminde adaletin sağlanması ve etkinliğin artırılması için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dövizle iş yapan bireyleri gözetim altına alması gerekiyor.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesi, mal alım-satımı sonucu elde edilen kazançların ticari kazanç sayılacağını belirtmektedir. Yapılan işlemlerin sürekli olmaması durumunda, bu kazanımlar arızi kazanç olarak vergilendirilebilir. Ancak, yüksek miktarlardaki döviz alım-satımı gerçekleştiren bireylerin mevcut uygulamalarda vergi muafiyetine tabi tutulduğu biliniyor. Maliye Bakanlığı’nın yeni düzenlemeler yapması, geçmişteki işlemler için inceleme ve vergi taleplerini gündeme getirebilir.
Yıllık bazda döviz işlemlerinden elde edilen kazançlar, ticari kazanç olarak değerlendirildiği durumda %25 oranında vergilendirilmektedir. Ancak bireysel yatırımcılar için böyle bir düzenlemenin olmaması dikkat çekiyor. Uzmanlar, bireysel döviz ticareti ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini savunuyor.
Sermaye kazancı olarak kabul edilen döviz kazançları üzerinden vergi uygulamaktadır. Kısa süreli döviz alım-satım kazançları normal gelir vergisi oranları ile, uzun süreli kazançlar ise %15-20 oranında vergilendirilmektedir. Bireysel yatırımcıların döviz ticaretini bildirmek zorundadır.
Ülkede “Sermaye Kazancı Vergisi” uygulanmaktadır; %25 oranında alınan vergi, ek dayanışma vergisiyle birlikte %27-28’e kadar çıkmaktadır. Bir takvim yılında döviz alım-satımından elde edilen 600 Euro üzerindeki kazançlar vergilendirilmektedir.
Ayrıca döviz kazancını gelir düzeyine göre %10-20 oranında vergilendirirken, yıllık yaklaşık 6.000 GBP’ye kadar kazancı vergiden muaf tutmaktadır.
15% gelir vergisi ve %5 belediye vergisi ile toplamda %20 vergi almakta ve Forex işlemlerinden elde edilen kazançları yıllık beyana dahil etmektedir.
%30 oranında sermaye kazancı vergisi almakta ve döviz işlemleri de bu kapsama girmektedir.
Sermaye kazancından elde edilen kazançların %50’sini dikkate almakta; döviz kazançları, ticaret amaçlı yapıldığında gelir vergisi kapsamına girmektedir.
Bireysel yatırımcılar için doğrudan döviz kazancı vergisi yoktur. Ancak döviz mevduat faizlerinden uygulanacak stopaj kesintileri yapılmaktadır ve döviz alım-satımında binde 2 oranında Banka Sigorta Muamele Vergisi alınmaktadır.
“`